26 Haziran 2008 Perşembe

Şehir izlenimleri

Merhaba dostlar,

Birazda sizlerle new york u paylaşmak istiyorum.

Havalimanından ilk dışarı adımımı attığımda biraz hayatl kırıklığı oldu doğrusu. İstanbuldan farksızdı sanki. Her yer toz pislik içinde her tarafta inşaat artıkları yapım çalışmaları falan.

Bindiğim servis otobüsüde 50 senelik çok enteresan bir otobüstü ama öyle bir gidişi vardı ki helal olsun dedirtiyordu.

Bana hep derlerdi. Amerikanlarda şu mantık vardır : "çalışıyorsa elleme". Gerçekten aynen öyle. Bunu her baktığınız yerde görebiliyorsunuz. Metroya bindim. Metronun tavanları her durakta kabarmış ve dökülüyor. Sokaklarda yol kenarları toz toprak pislik içinde. Adamlar gerçekten bir şey çalışıyorsa, işliyorsa hiç dokunmuyorlar :). 100 yıl önce bi metro yapmışlar hala sapasağlam çalışıyor ve şehrin tüm yükünü alıyor. Tabii yüzüne bakan yok o ayrı :)

Buralarda yemek yemekte zor be dostlarım. Köşe başı arabacılara talim ediyoruz şu sıralar. Fas'lı adamdan limonata alıyoruz. Mısır'lı adamdan abuk sabuk bir shish kebap yiyoruz :). Annemin yemeklerini çok arayacağım gibi görünüyor :D.

Buranın kültürü de bir acayip. Kurallar tavizsiz uygulanıyor. Polisin inanılmaz bir yetkisi var. Şehrin patronu olmuşlar sanki.

Burada sokakta gördüğünüz minik çocukları sevemiyorsunuz. Anne çocuk istismarı diye bir bağırırsa yandınız. Hemen alıp götürüyorlar ve bir daha kendinize gelemiyorsunuz. Yalan söyleyen haklı bile olsa ufak bile olsa en ağır cezalara çarptılıyor.

Bizim devlet dairelerine laf atardık ama buradakileri gördükten sonra öpüpte başımıza koyalım diyorum. 10 kişilik bir sigorta alma numarası 1 saat 15 dakikda geliyor. Veznedeki kadın 150 kilo bir vatandaş oluyor, sandalyeye yerleşmek için hopladığında tüm yağlarının dans ettiğini görebiliyorsuuz ve kadının fotokopi makinesine gitmesi 5 dakika sürüyor :D.

Çok enteresan bir ülke ya. Aslında çok söylenecek şey varda uykum geldi :)

Yine yazarım.Görüşümek üzere :D

Hiç yorum yok: