14 Mayıs 2009 Perşembe

Böyle müşteriye can kurban :)

California sonrası soluksuz iş başı yaptık. Havaların biraz daha düzelmesi ile birlikte artık dışarıda daha fazla vakit harcayabiliyoruz. Elbette bu da gelir artışı demek. Lakin hala daha turistler şehre gelmiş değil ki bu yıl oldukça kötü geçecek gibi görünüyor...

Herneyse, 5. caddeden aşağı doğru salmış gidiyorum. Öğle vakti, öyle iş miş yok. Soran dahi yok. Hani soran olsa fiyatı yerlere düşürüp yine alacam yani o derece. Nasıl olduysa adamın biri el etti. O heyecan ve sevinç ile birlikte adamın yanına yaklaştım. Artık kaçarı yok ne yapıp edip alacam bu adamı.

"Apple store" dedi. Eyvallah dedim sonrasına elbette klasik soruyu yapıştırdı : Ne kadar? 20 dolar dedim adamın gözleri fal taşı gibi açıldı :). Normalde olsa 30 dan aşağı denmez ama naparsın işte. Bana indirim yap dedi 15 e falan indik onuda beğenmedi illa tutturdu 10 diye. Hay Allah'ım nerden buluyorum bunları ben :)

Neyse aldık napalım iş iştir. Götürdük adamı Apple store'a. Yolda sohbet muhabbet. Sri Lanka'dan gelmiş 1 günlüğüne iş için. İş arası çocuklarına birşeyler alabilmek için mağzaları dolaşmak istemiş ama vakti yok pek. Neyse konuştuk baya geldik Apple'a dedi eğer beklersen ben burdan başka bir mağzaya daha gideceğim dedi iyi dedim oturalım bari biraz burda.

10 dakika sonra geldi :) Fiyatlar pahalı gelmiş :D. Neyse yeniden inmeye başladık 5. caddeden aşağı bu bi dondurma arabası gördü dur dedi. Şurdan bir dondurma alalım dedi. Ben istemem falan desem de bana da aldı. Çektik kenara başladık yemeye sohbetle birlikte. Fiyatı da konuşmadık yani hiç. Normalde böyle başlayan hizmetlerimde 100 dolar konuşur ama bakalım ne olacak :)

Neyse yeniden çıktık yola bu disney store'u gördü dur dedi 2dk durduk. Ufak bişey aldı geri çıktı devam ettik. Giderken bu seferde bir gyrocu gördü. Karnı açmış beyfendinin. Bana 53. sokaktaki ünlü gyrocuya gidelim dedi. Bende dedim bırak onu ya bir numarası yok onun bizim yediğimize gidelim dedim götürdüm bunu 50. sokağa. Orda da bir güzel oturduk gyro yedik :)

Sonra dedi son bir yere daha gidecem sonra beni otele bırakırsın dedi. İyi dedim kalk bakalım. 2 sokak arkadaki bir yere gittik sonra da 5 sokak ötedeki oteline gittik. Ve iş geldi para mevzusuna :). Normalde böyle bir tur için 100 den aşağı söylemem ama harekete 10 dolarla başlamışız ne yazık ki :) Yine de yüksek derdim de adamı sevdim o kadar yemek ısmarladı, dondurma aldı falan hadi 60 yeter dedim. Çıkarttı verdi, üstüne bir kaç dolarda tip verdi. İyi adamdı be :) Böyle müşteriye can kurban :)

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Merhaba

Şu ana kadar yazdıklarınızı bir solukta okudum desem yeridir.
Bende Newyork sevdasıyla 1 aylık ta olsa o şehri yaşamak için ağustosta umarım orda olmayı düşünüyorum.Şu anda dil okulu ve vize araştırmaları içindeyim. Aslına bakarsanız korktum biras hiç tanımadığım bir şehir ve dünyanın öbürucu ama umutlandırdı beni yazılarınız hayallerimin peşine düşmek konusunda .Günlüklerinizden tam olarak Newyork u yaşadım ve bana çok yardımcı oldu sanırım Newyork ta da olucak ağustos gibi 1 aylığına gelmeyi düşünüyorum bende newyork ta geçiricem günleri bu şekilde günlük olarak yazmayı düşünüyordum sizin günlüğü görünce işte bu dedim benden önce gerçekleştirmişsiniz gerçi ben sadece 1 ay kalıcam ağustos boyunca birde yazılarınız umutlandırdı beni çünkü Dünyanın öbür ucu hep aklımda hiç türk varmıdır sorusu vardı ve şu an eminim ki yardıma ihtiyacım olduğunda çok değerli hemşerilerim hep ordalar
Maceralarınızı çok büyük bir heyecan ve merakla bekliyorum...
Not:
Pınar......

Adsız dedi ki...

ilkkez okuyorum 2013 yılında gayet güzel zevkle okudum kitap okucamtım senin yazını okudum