22 Haziran 2009 Pazartesi

1 Yılın ardından...

21 Haziran 2008 bu hikayenin başladığı gündü. Üstünden tam 1 yıl geçti. Bazen zorluklarla, bazen gülerek çoğu zamanda yoğun bir tempoda ordan oraya koşuşturacak geçti...

İnsan arada bir belli aralıklarla hayatına dönüp bakmalı. Neredeydim, nereye geldim ve nereye gideceğim demeli. Her baktığında kendini bir adım ilerlemiş olarak görebiliyorsa ne mutlu... Eğer göremiyorsa bilmelidir ki bugün düşünmek için güzel bir gün. Bu açıdan benim için bu bakışlar önemlidir.

Son 1 yılıma baktığımda her ne kadar cebimde 3-5 kuruş ve elimde satın aldığım hiç bir şey olmasa da burada yaşadıklarım, eğitimime yaptığım yatırım ve bu macera sayesinde bir adım daha ileride olduğumu düşünüyorum. Bunların dışında kendi başıma verdiğim yaşam mücadelesi içinde ayrıca büyüdüğümü ve güçlendiğimi de hissediyorum. Her savaştan daha bir güçlü çıkıyor insan. Öldürmüyorsa... Güçlendiriyor. Çekilen sıkıntı ne kadar büyük ise o kadar güçleniyorsun. Zaman zaman ortaya çıkabilecek tüm zorluklara cesurca koşabilme cesaretini damarlarında hissediyorsun. Bu duyguya bayılıyorum. İnsanın kendi bilek gücüyle, yaşayarak, çalışarak, çabalayarak bir yerlere gelebilmesi kadar güzel bir duygu yok.

Geçen bir yıl içinde geldiğim nokta neresi derseniz; Master'ımın 3. dönemindeyim. Bu dönemi de başarıyla atlatıp kış dönemi 2 dersi tamamladım mı eğitime son noktayı koymuş olacağım. Diğer yandan o ortamın içinde bulunmanın verdiği avantaj ile ingilizcem de oldukça ilerledi sayılır. Kısacası eğitim olarak ve yabancı dil olarak 1 yıl öncesine göre bir adım ilerideyim.

Artık yılın geri kalan kısmı için tek yapmam gereken ayda 1000 dolar cıvarı kazanıp okulun borcunu tamamlamak ve mali olarak da rahatlamak. İşin zor kısmı geride kaldık diyebiliriz. Tepenin uç noktasına çıktık. Şimdi biraz düz gidip sonrada yokuş aşağı inmenin keyfini süreceğiz :) Tıpkı bisiklet gibi işte. Önce dik yokuşlara sabretmeyi bileceksin sonra yol düzleştiğinde gülümseyecek ve aşağı inmeye başladığında eğleneceksin...

Peki "Mutlu musun?" diye sorarsanız... Son bir yıl içerisinde anlık mutluluklar dışında pek yüzümün güldüğünü söyleyemem. Beni mutlu eden ne varsa kısa süre içerisinde tersine dönüyor. Kısacası New York'ta olduğu gibi benim de kışım uzun sürüyor. Yaz ise hemen gelip geçiyor...

Elbette memleket hasreti, arkadaşlara duyulan özlem var. Öte yandan burada yaşadığımız mali sıkıntılar ve biraz fazla beklentiler içinde buldunduğum insanların beni üzmesi de bunda etken elbette. Ama yaşıyoruz işte :)

Bundan sonra ne olur? diye sorarsanız. Hedefim pedicab dışında farklı bir iş bulabilmek. Kendi alanımda olursa elbette daha iyi olur ama başka birşey olursa da hayır demeyeceğim. Okulun sonunda tıpkı okula başlarken yaptığım gibi, şansımı deneyeceğim. Olursa çok iyi bir fırsat çıkarsa karşıma değerlendireceğim ve çalışacağım. Eğer ki çıkmazsa veya bazı başka nedenlerden dolayı deli gibi dönmeyi istersem hiç beklemeden döneceğim vatanıma. Şu anda çok büyük oranda dönmeyi istiyorum bu da bir gerçek...

Elbette pişman değilim burada kaldığımdan. Çok güzel günlerim oldu; pedicab maceralarım, ev arkadaşlarımla geçirdiğim güzel günler, seyahatlerim, bisiklet yarışları, başka bir ülkeyi, kültürü tanımanın güzelliği ayrı bir değer kattı bana.

Bakalım devamı ne zaman gelecek ve bu maceranın ve blogun sonu nereye bağlanacak. Yaşayıp görelim :)

NOT:
21 Haziran'da 1. yılımı kutlayan, hatırlayan ilk ve tek insana çok teşekkür ederim. Benim için ayrı bir yerin oldu, burada da senin için bir yer olsun istedim. Sağol :)

Hiç yorum yok: