14 Eylül 2008 Pazar

Devam...

Dostlarım, biliyorum bu tarafları biraz ihmal ettim bugünlerde ama bilirsiniz iş ve okul daha öncelikli gelir her zaman. Son iki gün benim için oldukça zorlu geçti. Cumartesi ve pazar bizim en çok para kazanabildiğimiz gün. Dolayısıyla en çok kontsantre olduğumuz gün. Elbette tüm bunların üzerine bir de pazar sabah saat 9 da derse gitmek zorunda kalınca insan, kaldırmak biraz zor oluyor...

Bugün yeni bir derse daha başladık okulda. Bu ders benim açımdan oldukça heyecanlı geçecek gibi görünüyor. Çünkü tamamen konuşmak zorundayız :D. Eğitmenimiz bir şirkette yaşanmış bir olayı bize sunup, o olayda yaşanan iletişim sorunlarını bulmamızı, anlatmamızı, nasıl düzeltebileceğimizi sınıfta bizlere soruyor. Kısacası yandık gibi görünüyor :D. Ancak sorun değil elbette. Öğretmenlik eğitimi almanın faydalarını göreceğiz gibi görünüyor. Hayatta edinilen her bilgi bir yerden hortlayıp işinize yarayıveriyor işte. Hep derdik öğretmenlik okumak ne işe yarar... Yarıyor işte :)

Yalnız kitapları deli pahalı. Şu anda almam gereken 4 kitap var ve tanesi 50$ cıvarı ( ikinci el olduğu halde ) 1 tanesini aldım. Diğer ikisini az önce spariş verdim. Okumaya devam. Maşallah ansiklopedi gibiler :D

İşlerden bahsedelim birazda. İşler Eylül 1 den beri yani ramazan itibariyle durgun. Piyasada okullarında açılmasından mütevellit ( muammerden miras bana bu kelime) :D) pek turist kalmadı şehirde. Ancak cumartesi pazarları durumu kurtarmaya çalışıyoruz. Yine fena değil Allah'a şükür haftada 400-500 kenara koyabiliyorum. Elbette bu yeterli değil. Daha çoooooooooook borcumuz var :( Ama adım atıyorum,ilerliyorum önemli olan bu. Öyle değil mi?

Dün bir müşteri ile çok eğlendim. Empire States binasının önünden bir buzdolabı rus ile birlikte double aldık. 2 yaşlı kadın rus a, bir kadın ve iki minik çocuğu da bana oturdu. Her kırmızı ışıkta durduğumuzda genelde arkaya dönüp sohbet ederiz. Yine yol boyunca kadınla güzel sohbet muhabbet aldı yürüdü. Yolun ortalarında bir yerlerde nereli olduğumu sordu. "Tahmin et bakalım" dedim. "Orta akdenizden bir yerlerden olabilir" dedi. "Evet" dedim." Bu dünyada bir yerlerde doğduğum kesin de neresi?" dedim :). Şimdi düşünmeni ve bir sonraki kırmızı ışıkta cevabını vermeni istiyorum" dedim. "Eğer doğru cevap verirsen sana bir hediyem var..."

Bir sonraki ışığa kadar arkada kendi aralarında tartışıp durdular :D. Sonraki ışığa geldiğimizde benden bir ip ucu vermemi istedi." Doğduğum yerin bir tarafı avrupa da diğer tarafı asyada" dedim. Kadın şaşırdı. "Böyle bir ülke mi var?" dedi." Yine "Düşün ve sonraki ışıkta cevap ver" dedim.

Sonraki ışıkta rus ile yan yana durduk. Baktım kadından gene cevap gelmeyecek " 3. bir kişiye sorma hakkınızı kullanabilirsiniz" dedim yandaki kadınları göz ucuyla işaret ederek...Ancak nafile... :)

Kadın bir ipucu daha istedi. Verdim çünkü bir hediyem var elimde kurtulmak istediğim, vermek istediğim :D.

"Doğduğum yer aynı zamanda şiş kebapın doğduğu yer" dediğim anda kadın uyandı ve "Turkey" dedi :). Bir sevindiler bir sevindiler görmeniz lazımdı :).

Neyse central parka geldik ve indirdim onları. Kadına hemen günlerdir bisikletimin içinde duran, Macy's in önünde iş portacı çantacıların birinin tezgahına el koymalarından dolayı polislerin çantaları bedavaya millete dağıttıkları zaman aldığım beyaz deri çantayı kadına hediye olarak verdim :). Bayadır bakınıyordum uygun bir zaman ve kişi bulsam da versem diye :D. İyi oldu, güzel denk geldi, yerini buldu. Kadın çantayı aldı memnun, ben güzel bahşişimi aldım memnun, çocuklar eğlendi memnun...Daha ne olsun :)

Hiç yorum yok: