19 Eylül 2008 Cuma

Gene polis muhabbeti...

Anam bu polisler beni çıldırtacak burda. Bazen sırf onlar yüzünden hemen kalkıp gelesim geliyor. Şeytan diyor böyle ülkede şu muameleyi göreceğime basar dönerim...

Bu sıralar işler çok iyi değil. Müşteri bulmakta sıkıntı çekiyoruz. Akşam Broadway showlarını takip etmek durumundayız yani. E tabii onlarca pedicab tiyatroların önüne birikmeye çalışınca haliyle sorun oluyor. Bende bu olayı bildiğimden genelde geri duruyorum.

Bunlar gene toplandı bir tiyatronun önüne ben şov dağılana kadar pek ilişmedim. İki sokak yukarıdan, uzaktan izliyorduk olayı Emin ile. Derken insanlar çıkmaya başladı içeriden. Bende hareketlendim. Tek şansım vardı. Yavaş yavaş ilerleyip tam kırmızı ışığa denk gelip o ara almak...

Yolun diğer tarafına geçtim, insanların akın akın çıkmakta olduğu tarafa. Kaldırıma yanaşır oldum ki kalın bir ses "move !" diye bağırdı. Ana dedim polis var . Eyvallah dedim devam ettim. Ancak kırmızı ışık yandı ve insan selinin ortasına öylece kala kaldım.

O sırada iki kadın yanaştı ve 1. cadde 50. sokağa ne kadara götürürsün dedi. 30$ dedim. Biraz düşündükten sonra pat atladılar. O anda bizim eleman başlamasın mı arkadan koşturup gelmeye. Pedicabi tuttu. Bağıra çağıra müşterilere inin dedi. Yahu ne oldu demeye kalmadan bi baktım elemanla burun buruna gelmişiz. Burdan müşteri aldırtmam sana id ver çabuk kafanı koparıcam senin dedi :D. Hay Allah'ım ya çattık dedim içimden. Onca pedicab müşteri aldı gitti beni oturttu orda. Müşterimi de başka pedicabciye verdi.

Tüm şov dağıldı ama adam dalga geçer gibi geçti karşıma başladı başka bir polis ile sohbet etmeye.Yaklaşık 1 saat kadar tuttu beni orda. En sonunda da kimliği verdi gönderdi.

Nasıl sinirlendim, içimden neler saydım anlatamam. En sonunda dayanamadım garaja döndüm. Dönerkende sokakta bağıra bağıra türkçe küfürler savurmayı ihmal etmedim.

Aaa hiç kızmayın, new york bunu hak etti artık. Aklıma geldikçe hala edesim geliyor ya neyse şimdi :D. Ağzımdan bir tanesini kaçırmadan sussam iyi olacak :)

Hiç yorum yok: