29 Ağustos 2008 Cuma

Rüzgarın estiği yere...

Bir şehri hiç beğenmiyor olsanız, orada yaşamaktan pek keyif almasanız ancak tüm bunlara rağmen o şehir sizin kalmanız için gereken herşeyi yapsa ne yapardınız?

Kaçmaya çalıştıkça daha çok içine gömülseniz. İmkanlar,fırsatlar siz kaçtıkça size gelse...

Hayatta her yaşadığım maceranın bir sebebi, bir anlamı olduğuna inanan ben, sanırım yeni bir maceranın daha ortasındayım. Tıpkı Bodrum'daki otel günlerimde veya Kocaeli'ye gidişim de olduğu gibi New York'a gelişimde de ilk yolculuk sırasında kendime sordum... Hayat bu sefer bana neler göstereceksin? Bu sefer ki maceramın amacı ne? Neler öğreteceksin... neler götüreceksin...

Öğrenmeye hazır olduğunda insan, öğretici unsurlar hemen karşısına çıkıveriyor insanın. Bir basamak daha ilerleyebilirsin diyor. Buyur diyor, işte yol.

Bir şekilde takip ediyorsun o merdivenin basamaklarını veya takip ettiriliyorsun tarif edemediğin bir elin yardımı sayesinde...

Herşey o kadar yolunda gitmeye başlıyor ki bir anda şaşırıyorsun. Sana sadece kendini o nehrin akışına bırakmak kalıyor.

Gecenin bir yarısı takım aracıyla bir yarışa giderken başladı herşey. Çok sevdiğim, sevgili takım arkadaşım Muammer kendi anılarıyla başladığı sohbetin sonunda benimde aklıma New York'u sokmayı başardı. Hatta işi ve kalacak yeri bile ayarlayabileceğini söyledi.

Beni 10 numara bir patron ve çok "Baba" bir adamın ellerine bıraktı. Süper bir ilgi ve yardım gördüm ilk günlerimde. Arkamda bana her konuda yardımcı olmaya hazır çok iyi bir insan vardı artık. Herkes 3 yıllık bisikletlere binerken New York'un en yeni bisikleti bana geldi. Şehir hakkındaki tüm bilgi kısa zamanda bana sağlandı. Zaman içinde şaşkınlığımı atıp benim de her türlü yardımım cevap olarak gelince, yardım üzerine yardım gören bir adam oldum.

7 tane birbirinden iyi ev arkadaşım oldu. Hepsi çalışkan, doğru, dürüst, inancı yerinde amaçları olan insanlar oldu. Birbiriyle sıkı dayanışma içinde olmaya çalışan, birbiriyle uyumlu hareket etmeye çalışan, saygılı,edepli insanlar çıktı.

Fotoğraf makinesi aldım. Almaya gittiğimde konuştuğum adam Türk çıktı almam için her türlü yardımı yaptı, her türlü kolaylığı gösterdi ve tavsiyelerini benimle paylaştı.

Kayıt olmaya gittiğim okulda master programlarını kabul eden kişi Türk çıktı bana karşı elinden gelen herşeyi yaptı, ortalamam tutmadığı halde beni kabul etti. Belgeleri nasıl halledeceğim konusunda inanılmaz yardım etti ve şimdi de alttan ders almamam muaf olmam için çaba sarfetti...

Dedim ya, size sadece nehrin akışına bırakmak kalıyor kendinizi. Bir kuvvet sizi alıp götürüyor hayatın derinliklerine.

Bilemiyorum, bu nehir sonunda belki de yüzlerce metre yüksekten aşağı akan bir şelaleye dönüşecek ve beni yok edecek ama yine de denemeye değer.

Tamamen kendi ayaklarının üzerinde durarak, kendi kazandığın parayla okumaya çalışmak, bam başka bir kültürün, bam başka bir yaşamın içinde kendine yer edinmeye didinmek ve sonunda kendini çok güzel günlerin beklediğini hissetmek çok güzel bir duygu. Anlaşılan daha öğrenilecek çok şey var. Farklı kültürlerden, farklı yemeklerden, farklı tatlardan, farklı insanlardan daha çok öğreneceğim şey var.

Belki kendi kazandıklarımın değerini daha iyi bilmek için, belki de eksiklerimi doğrularla tamamlamam için, kim bilir...

Yaşayalım ve görelim.

Acısıyla, tatlısıyla,

Seni çok seviyorum HAYAT...

2 yorum:

Cenk Sezgin dedi ki...

Mustafa'ya....

Tüm bu yaşadığım güzel şeylerin bi kaynağı var oda sensin nasıl mı?

Dün akşam okuduklarımı Rumeysa'ya aktarıyordum, oda bana
" İnanmıyorum Muharrem, ben sana diyorum bu Mustafa'da birşey var.
Bu çocuğu tanıdığım günden beri düşündüğüm şey, o kadar iyi niyetli ve o kadar yardım etmeye hazır ki nerde ne durumda olursa olsun ondan bi yardım istesen hemen yardımına koşar ve onda öyle bir tılsım var ki sanki ondan hiç bir kötülük gelmezmiş gibi hissediyorsun yanındayken. İnanıyorum ki onun hayatta yaşadıkları ve sanki bir gücün ona yardım ettiğini düşünmesine neden olan şeyde onun istedikleri karşısında dürüst olması ve elde etmek için çok çabalaması. onun bu çabası dua yerine geçiyor ve Allah eninde sonunda dualarını kabul ediyor yolunu açıyor.."

Rumeysa'nın yorumu böyle ancak şunu eklemeden geçemiyeceğim.
Ben Mustafayı çok severim ve onun iyiliğini çokta isterim.
5 ay 10 günlük bi oğlum var adı
"Mustafa". onu ne kadar sevdiğimi burdan anlayabilirsiniz...
Hey Dostum yolun ve bahtın açık olsun. Sen etrafına iyilik yaptığın sürece iyilikler peşini bırakmıcaktır....

Unknown dedi ki...

Cenk öyle bir yazmışki bunun altına ne yazsak ilgisiz kalacak sanırım :) .

Öncelikle buradanda tebrik ederim seni Mustafa, gerçekten azimle herşeyin olabileceğini gösterebilen örnek gösterilecek birisin. Kariyerin için çok önemli bir adım attın umarım bunun meyvelerini erken zamanda ülkene döndüğünde veyahut orada(bkz: i love u tshirt'i giymek:) ) toplarsın.
Bir sonraki blog notuna yorumda bulunmak dileğiye vede
En yakın zamanda görüşmek üzere :)