13 Ağustos 2008 Çarşamba

Ticketları ikiledik :)

Evet hayırlısıyla bir ceza daha almış bulunuyorum. Ticketları ikiledik yani anlayacağınız :D. Bu seferki sarı değil pembe. Zaten polislerin gücü sadece bize yetiyor. Bizi ticket kesme antrenmanlarında kullanıyorlar :D.

Bana ticketı kesen eleman benim anladığım ya polisliğe yeni başlamış yada stajer olarak çalışmaya devam eden bir polisti. Çünkü adam ticket yazmayı bilmiyordu. Sürekli arkasındaki adama buraya ne yazacağım, pembe mi vereceğiz sarı mı diye sorup duruyordu. Neyse gelelim olaya :D

Gece 9 cıvarı Times Square'de turlarken tam Times'ın göbeğinde biri arkamdan "Mustafa!" diye bağırdı. Dönüp baktım bir de ne göreyim! Lise arkadaşım Mehmet bana doğru geliyor :). New York'un tam ortasında beni buluverdi. Ooo nasılsın falan filan derken dalmışız muhabbete. Meğersem arkada 4-5 polis beni gözlüyormuş. Biz sohbet muhabbet gırgır gidiyoruz tabi tam Times'ın göbeğinde :D.

Baktım arkadan bir hareketlenme oldu polisler bana doğru geliyor hemen kıpraşmaya yol almaya başladım amma bir el beni bisikletin demirinden tutma suretiyle durdurdu :D.

Çektik tabii kenara yapacak birşey yok. Yarım saatte bir ticketı zor yazdı eleman. Oturttu beni arka koltuğa yazdı da yazdı. Gelen geçen bana bakıyor tabi tam Times'ın ortası :D. Kimisi ağzını yüzünü ekşitip geçiyor, kimi anlamsız bakışlar atarak yoluna devam ediyor.

Her neyse aldık elimize pembeyi şutlandık Times'dan. 50$ içeri girdik yarasın diye geçiriyordum içimden.Pembe ticketlar benim bildiğim kadarıyla (başka bir arkadaş daha yedi de ordan biliyorum :)) 50$ dan başlıyor. Eğer ikinci kez aynı hatayı yaparsanız 60, üçüncü kez 100, öyle öyle 1000$ a kadar gidiyor.

Neyse koyduk bileti cebe yola devam. İlk trafik ışıklarında genç bir kız "Boş musun?" diye sordu. "Atla bakalım" dedim ardından annesi ile ufak kardeşi de geldi. Dedim "nereye gidiyonuz?" "Bilmem" dedi "sür öylesine..."

Times Turu yapalım dedim eyvallah dediler. Başladık tura. Elbette aynı zamanda muhabbete de. Kadın 1-2 dakika sonra "Sen neden ceza yedin az önce?" diye sordu. " Biriyle 2 dakika konuştum diye yol kenarında çekti beni yazdı ticketı geçti " dedim. " Peki ne olacak şimdi cezası ne kadar?" diye sordu. " 50$ gitti valla" dedim." Ooo baya da çokmuş" dedi.

Bu sırada ben tepeye çıkıp Times'a salmak üzere broadway e çıkmak üzereydim.Trafik ışıklarına geldik ve durdum. Kadın bir anda tamam biz burada inmek istiyoruz daha fazla sürmene gerek yok dedi. Pek bir anlam veremedim bu davranışa. Pata küte indiler. Aa bir fotoğraf çektirelim bari deselerde yeşil yanınca yine ticket yeme sen diyerek ondan da vaz geçtiler. O sırada ücreti uzatmak için cüzdanını çıkartmış ve bana vereceği parayı ayarlamak üzereydi. TAbii arkadaki haylazlar rahat durmadı bastılar hemen kornaya. Kadın alel acele tutuşturdu parayı elime ve "Umarım bu senin yediğin cezaya yardımcı olur " dedi. Ben hiç paraya bakmadan yoluma devam ettim teşekkür ederek. Çünkü trafik benim yüzümden bloke olmuştu. DAha sonra ilk ışıklarda avcumun içindeki paraya baktım. Kadın bana tam 50$ vermiş. Şaşırdım kaldım o anda. Hemen ardıma baktım belki onları yeniden görürüm diye. Çünkü bu davranış gerçek bir teşekkürü hak ediyordu. O kadar bakınmama rağmen onları göremedim. Ama onlar için çok iyi dileklerde bulundum. İnanınız bu dünyada paradan daha önemli şeyler de var. Belki ben onlara yüz yüze teşekkür edemedim ama onlar aldıkları bu dua ile ilerideki hayatlarında sahip olmak istedikleri bir şeye sahip olacak, zora düştüğünde yardım görecek, bir dilekleri gerçek olacak. Onlar iyilik bankasına bir yatırım yaptılar. Elbet bir gün bu yatırımın karşılığını faizi ile alacaklar. Buradan onlara yeniden teşekkür etmek istiyorum :) Thank you so much !

Hiç yorum yok: