19 Temmuz 2008 Cumartesi

Anılar...Anılar...

6. caddede ilerliyorum.Köşe başları elbet kalabalık. Karşıya geçmek isteyenler, taksi bekleyenlere karışıyor. Performansım yerinde tam gaz gidiyorum. Önümde bir pedicabci durmuş bir grup müşteri ile pazarlık yapıyor. Arkasına yanaşıyorum ufaktan belki double alırız diye. Bakıyorum hepsi velet. Ufak ufak çocuklar.

Beni o an şaşırtan içlerinden birinin "Öğretmenim bunlara binelim ne olur" diyişi oldu :). Bende "Gelin bakayım, gelin" diye cevap verince veletler coştu :). Türk bulmanın coşkusu bir farklı oluyor :). Bu garipleri hiç bir taksici almamış sayıları fazla diye. NBA Store'a gezmeye gidiyorlarmış, İzmir'de okudukları kolej bunları yaz sezonu için New York'a getirmiş (vay be ne okullar var). Kişi başı 5$ dan 5 kişi alırım diyorum önce. O sırada başka bir türk pedicabci yanaşıyor.3 den yap işte çocuklar sevinsin diyor. İyi anasını satim kişi başı 3$ dan 5 kişiyi alıyorum. Konvoy halinde NBA store'a gidiyoruz... :)

-------------------------------------------------------------------------------------

Köşe başında Gyro adı verilen dönerden bozma birşeyler atıştırdıktan sonra 5. caddeye haşin bir giriş yapıyorum Apple Store'un ordan. Takım elbiseli bir vatandaş el ediyor durduruyor beni.

"Benim acilen Penn Station a gitmem lazım treni kaçırmak üzereyim 15 dakikam var diyor".

Cevap tabii ki "You're on the right bike" oluyor :D. Adam doğru pedicab de. Hemen broadway e kayıp arabaların arasında salto yapıp, insanların kenarından yılan gibi kıvrılıp Times Square'e geliyorum. Sıkışan trafiğin içinde en sola geçip girmesinler diye koydukları tahta barikatları itekleyerek hedefe doğru ilerliyorum. Bir otobüsün Times'ın ortasında trafik tıkanıklığından dolayı kala kaldığını ve tüm trafiğin durduğunu görüyorum. Bu benim için engel mi? Tabii ki değil :D. Su yolunu bulur demişer :). Su gibi akıp arkadaki bom boş yolda 3-7 çeviriyorum. Vitesler yetmiyor artık salıyorum. Kırmızı ışıkları milimle yakalıyorum.

Ve işte Penn Station dayız. Tam 11 dakika. 60 sokaktan 33. sokağa 27 blok ve 2 cadde. Adam sürekli olarak memnuniyetini bildiriyor ve cüzdanı çıkarıyor. Başta binerken fiyat konusunda hiç birşey konuşmadığımızdan kaç desem acaba diye şöyle bir duraksıyorum. O sırada adam "40-50$ gibi birşey herhalde" diyor. Hemen "Evet evet 50$" diyorum :D. Adam bir anda " Let's make it double" diyor ve 100$ çıkarıp veriyor :D.

Hayretler içerisinde karşılıklı memnuniyetimizden doğan teşekkürleri birbirimize iletiyoruz. İşte yarışcı olmanın bir faydası daha diyorum içimden :D. O anda arkada başka bir yolcu bırakan pedicabci bu olayı görüyor ve " Oha abi naptın bu adama da çıkarttı verdi 80$ ı" diye sormadan edemiyor. Uyanık o kadarını görebilmiş :D. Olayı anlatıyorum. Ondan da bir "Helal" alıyoruz ve yolumuza devam ediyoruz :)

1 yorum:

Hasan Çağrı dedi ki...

Aslanım kıvırcık bacaüına kuvvet...